- kırlaşmış
- adj. grey, gray, grizzly, grizzled
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
kıranta — sf., İt. quaranta 1) Saçları ağarmaya başlamış (erkek) Yeni şube reisi, kırk beşlik, ellilik, kıranta, ağzı kalabalık bir adam. M. Ş. Esendal 2) İlerlemiş yaşına rağmen bakımlı, özenli (erkek) 3) Kırlaşmış (saç, sakal) Erkek, tıraşı uzamış… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırca — sf. Hafif kırlaşmış Tıknaz, kırca, kısa sakallı, kırmızı yüzlü bir efendi. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırlaşmak — 1. nsz Rengi kır olmak 2. nsz Kırsal duruma gelmek Burası memleketin bir temiz köşesi, şehrin kırlaşmış bir bucağı... M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
zinde — sf., Far. zinde Dinç, canlı, diri, sağlam Gerçi bıyıkları kırlaşmış ise de vücudu zinde. M. Ş. Esendal Birleşik Sözler zinde kuvvet Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller zinde tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ÂMİZE-MU(Y) — f. Saçı sakalı kırlaşmış olan adam. Kır sakallı kimse … Yeni Lügat Türkçe Sözlük